Kırılma noktası yeni teknoloji, kuru çöl havasını içilebilir suya dönüştürüyor. Kırılma noktası teknolojisi, kuru çöl havasından su çekiyor – hatta %10 nem oranında bile. Su kıtlığına gerçek bir çözüm sunuyor. Bu yeni yöntem sadece havanın nemli olduğu zamanlarda işe yaramıyor hava çok kuru olduğunda da çalışıyor ve Amerika’nın en kuru şehirlerinden birinde de dışarıda test edildi. Araştırmacılar, doğru malzemelerle, %10 nem oranının bile temiz su üretmek için yeterli olabileceğini gösteriyorlar. Hava’dan Su Hasat Etmenin Yeni Bir Yolu Mekanik mühendislik profesörü H. Jeremy Cho, yeni yöntemi geliştiren araştırma ekibine liderlik ediyor. Yaklaşımları, kuru iklimlerde iyi performans göstermeyen eski su hasat sistemlerini büyük bir adım ileriye taşıyor. Cho ve ekibi, hava buharını çekmek için özel bir ‘cilt’ kullanan yeni bir yöntem geliştirdi. Doğadan ilham alan bu cilt, suyu havadan çekmek için belirli kurbağalar ve bitkilerde bulunan yüzeyler gibi çalışıyor. “O biyolojik fikri aldık ve denedik.’’
Ekip, bulgularını 22 Ekim’de Ulusal Bilimler Akademisi’nin Bildirileri dergisinde yayımladı. Bu, atmosferik su yakalama olarak adlandırılan süreçte önemli bir ilerleme kaydedildiğini gösteriyor; bu süreç, hava içindeki su buharını kullanılabilir suya dönüştürme işlemini içeriyor. Mevcut yöntemlerin çoğu, nem seviyeleri %30’un altına düştüğünde iyi çalışmıyor. Bu, düşük nemin yaygın olduğu kuru yerlerde büyük bir sorun. Ancak bu yeni yaklaşım, nem %10’a düştüğünde bile havadan su çekmeye devam ediyor; bu, diğer sistemlerin çoğunu durduracak bir seviyedir.
Sistem Nasıl Çalışır : Sistem, suyu doğrudan sıvı tuz çözeltisi içine alır, bu da önceki yöntemlere göre daha hızlı bir toplama sağlar. Bu sıvı daha sonra güvenli içme suyu olarak işlenebilir veya enerji üretmek için kullanılabilir. Hidrojel bazlı bir membran kullandığı için su, havadan çözeltiye hızlı bir şekilde geçer ve doğanın suyu nasıl depolayıp hareket ettirdiğini taklit eder.
Araştırmanın en heyecan verici yanlarından biri, sürecin güneş ışığı ile çalışmasıdır. Güneş enerjisine dayandığı için, güneşin yılda yaklaşık 300 gün parladığı Las Vegas Vadisi gibi yerlerde özellikle faydalı olabilir. Bu, şebekeden elektrik gerektirmediği anlamına geliyor, maliyetleri düşürüyor ve uzak veya şebeke dışı alanlarda daha erişilebilir hale getiriyor. Cho “Bu makale gerçekten hızlı bir şekilde su yakalayabileceğinizi kanıtlıyor,” dedi. “Belirli bir miktar su üretmek için ne kadar büyük bir sisteme ihtiyaç duyacağımızı tahmin etmeye başlayabiliriz.” Rakamlar umut verici. Sadece bir metrekare toplama yüzeyiyle (yaklaşık üç adım büyüklüğünde)Las Vegas gibi bir şehirde günde yaklaşık bir galon su toplanabilir. Daha nemli alanlarda, verim iki veya hatta üç kat daha fazla olabilir.
Araştırma Laboratuvarından Gerçek Dünya Çözümlerine Cho, laboratuvarla durmadı. Bu su toplama teknolojisini halka ulaştırmak için WAVR Technologies, Inc. adında bir girişim kurdu. Şirket, havadan doğrudan su çekebilen hem kişisel hem de ticari boyutlarda cihazlar üzerinde çalışıyor. WAVR, Ulusal Bilim Vakfı’nın Bölgesel İnovasyon Motorları programından çıkan ilk üniversite yan kuruluşudur. Bu program, iklim ve sürdürülebilirlik sorunlarını keskin çözümlerle ele alan projeleri destekler. Bu durum, WAVR’ı gerçek dünyada su kıtlıklarını çözmekte öncülük etme konusunda güçlü bir konuma getiriyor.Bu teknolojinin ülkenin en kuru bölgelerinden birinde inşa ediliyor olması, başarısını daha da anlamlı kılıyor. İklim değişikliği suyu daha öngörülemez hale getirirken, havadan su oluşturabilen aletlere sahip olmak, özellikle ciddi kuraklıkla karşılaşan bölgelerde hayatı değiştirebilir.
YENİ TEKNOLOJİ, KURU ÇÖL HAVASINI İÇİLEBİLİR SUYA DÖNÜŞTÜRÜYOR
