Anahtar Parti, Türkiye’nin millî kültürünü yeniden ihya etmek ve milletimizin öz değerleri etrafında kenetlenmesini sağlamak amacıyla yeni bir kültür seferberliği başlattı. Parti adına açıklama yapan Anahtar Parti MERSİN İl Başkanı AHMET GÖK çalışmanın temel felsefesini şu sözlerle anlattı:
“Bir milletin kaderi, onun kültüründe gizlidir. Kültürünü unutan bir toplum, hafızasını kaybeder; hafızasını kaybeden bir toplum ise yönünü… Biz, Anahtar Parti olarak yönümüzü yeniden İstiklâl Marşımıza, yani milletimizin varoluş destanına çevirdik. Çünkü bizim için kültür, yalnızca geçmişin birikimi değil; geleceğe uzanan iradenin adıdır.”
AHMET GÖK bu anlayışla hazırlanan Millî Kültür Siyaset Belgesinin, Türkiye’de bir ilk olarak hayata geçirildiğini belirtti.
“Millî Kültür Siyaset Belgesi, ülkemizin kültürel yönelimlerini belirleyen, millî bir şuurla geleceği inşa etmeyi hedefleyen bir çalışmadır. Bu belge sadece bir metin değildir; bir milletin kendini yeniden tanımlama iradesidir.”
GÖK açıklamasında millî kültürün korunmasının aynı zamanda bağımsızlık bilincinin temeli olduğuna dikkat çekti:
“Bizim yolumuzun merkezinde bir hakikat var: Millî şuur, emperyalizme karşı direniştir! Bu direniş yalnızca ekonomik ya da siyasi bir duruş değildir; kültürel istilaya karşı bir irade beyanıdır. Türkçe’ye sahip çıkmayı bir siyaset değil, bir varoluş meselesi olarak görüyoruz. Çünkü Türkçe bizim kimliğimizdir! Onu yozlaştırmaya, kimliğimizi silikleştirmeye çalışan her türlü kültürel saldırıya karşı kelimelerimizle, eserlerimizle, fikirlerimizle duracağız.”
Anahtar Parti’nin bu çalışmayla günü kurtarma değil, milleti yeniden diriltme davası güttüğünü vurgulayan GÖK sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kültürümüzü ihya etmek, geleceğimizi inşa etmektir. Bu belgeyle yalnızca bir strateji değil, bir medeniyet tasavvuru ortaya koyuyoruz. Her bir teşkilat mensubumuz bu bilinci yüreğinde taşıyarak, ülkemizin dört bir yanında millî kültürün neferi olacak.”
Son olarak Anahtar Parti MERSİN İl Başkanı AHMET GÖK açıklamasını şu güçlü ifadelerle tamamladı:
“Bu bir çağrıdır: Korkmadan, yılmadan, eğilmeden kendi özümüze dönme çağrısıdır. Çünkü biz biliyoruz ki; ‘Korkma!’ sadece bir kelime değil, bir milletin dirilişinin parolasıdır.”